Büyük heves ve mutlulukla açtığım bu bloguma yazmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki cümleye nasıl başlayacağımı bile kestiremiyorum.Hatta neden bugün yazma gereği duydum uzun zaman dır ihtiyacım olan şey bu muydu onuda bilmiyorum şuan tek bildiğim sadece yazmak.Aslında bu hikayenin neresinden başlasam nasıl devam etsem bilmiyorum bu kadar bilinmezlik içinde umarım içimi dökmeyi başarabilirim.
07.10.12 tarihinde severek evlendik eşimle şuan hala eşyalarımın içinde bulunduğu ve bizim içinde olmadığımız evimiz Bartın da yaşamaya başladık ikimizde oralı değiliz eşim mühendis işi oradaydı.
Mutluluk sadece 2 ay sürdü.Gerçi bu da çok bencilce bir cümlede olabilir hala mutluyuz ama evlendikten sadece 2 ay sonra eşimin testis kanserine yakalandığını ögrendik .Tabi hemen apar topar eşimin ailesinin yanına geldik samsuna fakülte hastanesinde acil ameliyat ettiler 31.12.12 tarihinde yılbaşı gecesi. Evet şanslıydık hemen kanserli hücreyi aldılar şükür bununla atlattık dedık patolojiden sonuç gelene kadar tabi ki sonuç kötüydü seminom adı verilen kötü huyu kansere yakalanmıştı eşim ve daha kötüsü üç parça olarak vücuduna yayılmıştı .Ama buna da şükür dedik en azından hücreler boşluktaydı organlarına gelmemişti ve küçüktü Radyoterapi denen ışın tedavisi verdiler 2 ay sürdü bu sürede eşimin ailesinin yanında yaşadık 2 ay sonra evimize dönebildik.Evet tedavi bitti herşey güzeldi sürekli kontroller oluyordu bir sıkıntı yoktu taki bir seneye kadar.Bir sene sonra karın bölgesinde 8 cm büyüklüğünde bir kitle daha bulundu tabi biz yine apar topar samsuna ,Hazin 2014 de eşimi ameliyat ettiler aynı şeyler tekrar en başından yaşandı bu arada ilk tedavi sonrası her ihtimale karşı dr bizden sperm bankasına başvurmamızı ve en az bir yıl çocuk düşünmemizi istemişti.Evet bu ameliyatı da çok iyi geçmişti gerçekten çok sağlam bir yapısı vardı.Beklenen sonuç ameliyat sonunda kemoterapi görmesine karar verildi.Tabi kemoterapi ye başlamadan önce biz tekrar sperm bankasına başvurduk çünkü dr artık tedaviden sonra uzun bir süre çocuğumuzun olamayacağını söyledi buda ayrı bir yıkım oldu tabi. Ama rabbim çok büyük tedavi henüz başlamamıştı ameliyat yarasının iyileşmesi bekleniyordu ki ben hamile olduğumu öğrendim.Öyle bir haber diki hem benim için hem tedavi öncesi eşim için çok iyi bir motivasyon olmuştu.Resmen onun hastalığını unutmuştuk herkez bebeğe odaklanmıştı.
Sonunda eşimin ameliyat yaraları geçti ve tedaviye başlaması gerekti ve ben burada yani samsunda kalmak istemiyordum çünkü ev yeterince kalabalık ve tedavi boyunca ciddi özenle bakılması gerekiyordu ve bunu burada yapmam mümkün değildi ama bende hamileydim nasıl olacaktı.Diyorum ya rabbim çok büyük kafaya koydum eşimle birlikte yola koyulduk evimize döndük Bartına.Dr dan müsade almıştık kendisi bize tedavi tablomuzu çıkartmıştı nerede istersek orada tedaviye devam edebileceğimizi söylemişti içim rahattı tek sıkıntık bu süre zarfında ya bebeğe bir şey olursa diyeydi.Evet evimize gittik bir süre sonra kayınvalidem de geldi yanımıza kendisi devlet memuru oldugu için izin sıkıntısı yaşamamıştı kendi annem gelemedi istanbuldan çünkü özelde çalışıyor uzun süre izin alamadı.İlk başta kızmışlardı tepki göstermişlerdi ama sonradan evimize gelmekle çok doğru kara verdiğimizi onlarda farketti.
Tedaviye başladık bir kür 21 gün sürüyordu ilk beş gün hergün alıyordu daha sonra iki hafta boyunca sadece pazartesileri böylece 3 haftada bitiriyorlardı ilk kür çok sarsmadı sonrasında gittikçe kötüleşti tabi ama yinede iyiydi kilo kaybı olmadı mesela ama beslenmesine çok dikkat ediyordum saati saatine veriyordum yiyeceklerini kusuyordu sürekli yeniden yapıp yeniden veriyordum.Bu hastalıkta yapılması gereken en önemli şey beslenmeydi. Beslenme konusunda yaptıklarıma buradan ulaşabilirsiniz.Çünkü ciddi hasarlar oluşturuyordu ve bunu beslenerek yenebilirdiniz bütün hücreleriniz ölüyor yeni hücre oluşması için yemeklerinize dikkat edeceksiniz.Temizliği desen ayrı özen enfeksiyon kapmaması için ne gerekiyorsa yaptım hamile halimle haftanın beş günü onu hastaneye götürüyordum sabahtan sonra eve gelip yemeğini hazırlıyordum hastanede yedirmiyordum ona yemek götürüyordum sonra tekrar eve geliyordum o yokken temizlik yapıyordum ve sonra tekrar onu alamaya gidiyordum.
Gitgide saçları dökülmeye başladı ve sonlara dogru artık iyice kötü olmuştu bardağını bile tutamıyordu o kadar güçsüzleşmişti .Saç, sakal vs söylemiyorum bile hepsi döküldü.İlaç aldığı günler ayrı yatıyorduk çünkü düşünmemiz gereken bir bebek vardı ve dr bebeğin etkilenebileceğini belirtmişti. Ayri yatıyorduk o değilde birlikte yattığımız zamanlar ona dokunamamak elini bile tutamamak o kadar zor geliyordu ya bunu nasıl yapıcam diyordum içim acıyordu çünkü rabbim ordada yetişti bana eşim öyle bir görüntü aldı ki zaten bakmak bile istemiyordum korkutuyordu beni tanıyamıyordum ama tabi sadece görsel olarak içimde ona karşı olan sevgim bir an bile eksilmedi ve o süreçte öyle geçti.
Derken 4 kürlük tedavi bitti biz hemen samsuna kontrole herşey temiz
çıktı çok mutluyuz busefer atlattık diyoruz ve eşimde hazır raporlu İstanbula gidelim dedik benim ailemin
yanına.4.5 aylık olmuştum artık ve 7.5 aylık olana kadar istanbul daydık bu
sırada da eşim toparlandı kendine gelmeye başladı saçları falan tekrar çıktı
her şey çok güzeldi.
Derken iş bittiği için eşimin çıkışını verdiler.( Jeoloji mühendisi ve amasra yolunda tünel yapımında görevliydi )Ama bu duruma çok üzülmedik başka iş buluruz dedik zaten daha tam anlamıyla toparlanamamıştı.Ama bununla bitermi hiç hani bir kere başladı mı daha yakanı bırakmaz derler ya bizimkide o hesap oldu.Kasım ayında eşim tekrar kontrole gitti samsuna bu sefer ben gitmedim bir geldiki kötü haber tekrar kanserli hücre yakalamışlar nodüllerden bir tanesi aktif hale gelmiş allahım dedim ya bitmeyecek mi çünkü ben bitmiştim artık sürekli sevinip peşine şok olmaktan üzülmekten.İnsan öyle bir duruma geliyor ki yok biri bana kesin şaka yapıyor bukadar da olmaz diyorsunuz ama oluyor işte .Ve tabi bize yine samsun yolları göründü şuan samsundayız ve geçtiğimiz hafta eşim ilk küre başladı. Diğeri gibi değil ilaçlar farklı ve tam toparlanamadan gene almak yıktı onu ılk kürü bile çok zor atlattı.Cuma günü ilk kürün son ilacını aldı ölü gibi yatıyordu anca bugün biraz kendine gelmeye başladı. Bakıcak dr lar üç kür sonunda geçmezse tekrar bir üç kür daha verecekler umudum üç kür sonunda geçmesi.Ben mi? Ben şubat ayı için doğumu beklemekten başka birşey yapamıyorum iyimiyim peki hayır iyi değilim ama yinede şükürler olsun rabbime kötü bir hastalık ve bizden daha kötü durumda olanlar var.Sıkılıyorum bunalıyorum zaman zaman ağlama krizlerine giriyorum kendimi de çok sıkıyorum çünkü iyi olmak zorundayım bu durumu belli etmemem gereken bir eşim ve karnımdaki bebeğimiz var. Peki nereye kadar bunu yapıyorum bilmiyorum belki bunun vermiş olduğu vicdan azabı da beni mutsuz ediyordur tabi ki de burada kalmak istemiyorum hele ki bu durumdayken bende herkez gibi kendi evinde güzel güzel bebeğinin gelmesinin bekleyen anne adaylarından olabilirdim yada eşimle oturup bunun heyecanını paylaşabilirdim ama dokunsalar ağlayacak durumda olduğum için kimseyle hiçbir şey paylaşamıyorum.Belkide biraz da bu sebepten bunları buraya yazma paylaşma gereği duygum.Hani derler ya içim acıyo diye gerçekten de öyle bir duygu var ve ben onu doruklarında yaşıyorum içim çok acıyo hele eşimi güçsüz ve kötü durumda görmek beni dahada mahvediyor.Şuan tek isteğim doğum zamanımla eşimin ilaç bitim zamanı aynı ana denk geliyor umarım ben doğum yaptığımda o biraz olsun kendinde olur o anı hissederek farkında olarak yaşar.Çünkü bu bizim ilk bebeğimiz ve çok önemli bir an onunda bunu yaşamasını istiyorum.
Bilinmezlikle dolu bir hayatımızın olması da beni çok yoruyor yoksa ilkinde başardım çok güzel baş ettim bu hastalıkla yine ederim ama eşim hasta ve işsiz ben hamileyim kısa bir süre sonra doğum yapıcam,eşim nasıl atlatacak bizde bıraktıkları ne olacak, biz ne yapıcaz hayatımızın kalanına nasıl nerede ne şekilde devam edeceğiz acaba eşimin tedavisi üç kürle bitecek mi derken içinden çıkamadığım soru yığınlarının arasında kalıyorum ve umarım bu sorularım yanıt bulduğunda tekrar sizlerle paylaşma imkanım olur.Siz ne mi yapın önce şükredin sonra da dua edin.